2. Dünya savaşı denilince akla ilk olarak Hitlerin ve Alman İmparatorluk ordusunun gelmesi oldukça doğal. Yahudi ve daha bir çok kişiye yapılan işkenceler,Avrupa'yı kırıp geçiren soykırım der iken 2. dünya savaşının bir diğer cephesi olan asya cephesinin de korkunç yüzü ile karşılaşacağız. Mançurya Operasyonu sırasında kurulan Japon ordusunun 731. Birim'inin çoğu kişi tarafından bilinmeyen korkunç yüzünü göreceğiz. Tecavüzlerin,diri diri gömmelerin,köleliğin ve yamyamlığın yaygın olduğu bu birim aslında tarihin en büyük katliamcısı olarak belirtilen Hitlerin bile üstünde korkunç şeyler yapmışlardır.
Öncelikle Mançurya operasyonuna dair ufak detaylar verelim. Mançurya hem Rus Kızıl Ordusu hem de Japon İmparatorluk ordusu için oldukça önemli olduğu için bu bölgenin alınması kararı verildiğinde şiddetli bir çatışma başlamıştı. Tek bir operasyon adı altında tam olarak altı büyük operasyon gerçekleşmiştir. Ve bu süreç içinde çatışmaları bastıracak 731. birimin korkunç işkenceleri başlamıştır. 731. birimden namı diğer İshii Biriminden söz etmeden önce Mançurya Operasyonu içinde yer almış kronolojiyi şuraya Wikipedia alıntısı olarak yapıştırayım. (biliyorsunuz artık Türkiye'den erişime açıldı Wikipedia hemen kullanmak şart ? )
Khingan-Mukden Ofansif Operasyonu (2 Eylül 1945 9 Ağustos 1945)
Harbin-Kirin Ofansif Operasyonu (2 Eylül 1945 9 Ağustos 1945)
Sungari Ofansif Operasyonu (9 Ağustos 1945-2 Eylül 1945)
Güney Sakhalin Ordu Grubu Ofansif Operasyonu (25 Ağustos 1945 11 Ağustos 1945)
Temellük Landing Operasyonu (13 Ağustos 1945-16 Ağustos 1945)
Kuril Landing Operasyonu (18 Ağustos 1945-1 Eylül 1945)
731. birimin yaptıklarına bakarsak aslında uluslararası olarak ne kadar büyük suçlar işlediklerini görebiliriz. Bu birimin kurulma amacı imparatorluğun savaşa karşı güçlü askerler ve mühimmat geliştirmekti. 2002 yılında Uluslararası Bakteriyolojik Savaş Suçları Konferasında Japonların yaptığı deneyler sonucunda yaklaşık olarak 580 bin kişinin öldüğü belirtilmiştir. bu kadar kişinin öldürülmesi hem düşmana korku vermek hemde deneyler yapmaktı. Çin'li askerler üzerinde hipotermi çalışmaları,basınca dayanıklılık ve işkencelerin insan üzerinde bıraktığı fiziksel ve ruhsal hasarı ölçmek için çeşitli deneyler yapılmıştır. bir kaynakta gösterilen işkenceler ise aşağıda yer alıyor.
Alıntı yapKan donduran işkencelerden biri Çinlilerin diri diri gömülmesiydi. Bunun yanında üzerlerinde bazı deneyler yapılırdı ve bu deneylerde genellikle anestezi kullanılmazdı. Yapılan deneylerin korkunçluğunu görebilmek için şu örnek eminim yeterli olacaktır: “Bir uzvun donması üzerine gerçekleştirilen deneyde ilk olarak denek eksi dereceye varan havada bir direğe bağlanır ve kolu dirseğe kadar sıvandıktan sonra düzenli olarak donana kadar suyla yıkanırdı. Kol donunca,dirsekten itibaren kesilir ve aynı işlem bu kez dirsekten omza kadar olan kısma uygulanırdı. İlk kol tamamen kesildikten sonra diğer kola geçilir ve süreç tekrarlanırdı. Kollardan sonra sıra bacaklara gelirdi ve bu işlem deneğin sadece bedeni ve başı kalana kadar devam ederdi. Hala canlı olarak tutulan deneğin geriye kalan bedeni ve başı ise mikrop ve hastalık deneyleri için kullanılırdı.” Bu yalnızca tek bir deneydi. Bunun yanında dayanıklılığı ölçmek için ölene kadar yemek ve su vermeme,yüksek basınç odalarına koyup ölme sürelerini ölçme,sentrijüfe koyup ölene kadar döndürme,hayvan kanı enjekte etme,ölümcül düzeyde x-ray ışını verme,gaz odalarına sokma,vücutlarına deniz suyu enjekte etme,yakma ve diri diri gömme de diğer deneylerdendi. Kabaca 400 bine yakın Çinli bu deneyler sonucunda hıyarcıklı veba,şarbon ve koleradan ölmüştür.
Bu fotoğrafta 731. birim tarafından öldürülen kişilerin zamanla iskelet haline gelmiş bedenlerinin soruşturma ve incelenmesi üzerine çıkarıldığını görüyoruz. Bir çok yara iskelette iz bırakabilecek kadar derin olduğu için antropologlar ve işin uzmanları tarafından verilen hasarın tespiti yapılmıştır.
731. Birimin en garip huyu ise insan eti yemesi idi. Öyle ki canlı bireylerin uzuvlarını kesip gözleri önünde yiyor ve onlara da yediriyordu. Psikolojik olarak baskı kurmak için yamyamlık gösteriyorlardı. İshii'nin birliğinde esirleri yemek oldukça popüler bir durumdu. Japon askerleri esirlerin etlerini zevk için yiyorlardı. Bir hintli savaş esiri şu sözlerle onların zevk için insan eti yediklerini belirtmiş.
"Bazı durumlarda Japonlar,canlı canlı insanların etlerini kesip kopararak yerdi. İlk olarak esirlerden birini seçerler,öldürürler ve yerlerdi. Daha sonra her gün bir esir seçmeye başladılar. Ben kendi gözlerimle 100 esirin öldürülüp yenildiğine şahit oldum. Canlı canlı kesilip biçilen esir daha sonra bir çukura atılarak ölüme terk edilirdi.”
731. birim neden Almanların yahudi kampları kadar tepki görüp bir çok kişi tarafından bilinmediği hakkında en önemli durum,2. dünya savaşını bitiren atom bombasının Hiroşima'ya atılması ile Japonların madur konumuna geçmesi oldu. Amerika bombayı atmak zorunda olduğunu söylediğinde Japonlar Hint Okyanusunu geçmek için yeterli donanıma sahip durumdaydı. Durdurulamaz ve korkutucu bir ordu ve birlik kurmuşlardı. Mançurya'da korku ve kaosu sağlayan 731. birim gibi bir çok birim kurmayı planlamışlardı. Ve durdurulamaz Güneş İmparatorluğu Adolf Hitlerin en büyük destekçi olmaya hazırlanıyordu. Amerika ve Rusya 731. birimi gibi binlerce birim oluşturulacağı gerçeği ile savaşa ciddi bir giriş yapmıştı.
Korkunun temel sebebi insanlık dışı bir kamp kurulması olmuştu. Yahudi kamplarının bir benzeri olan bu yerde sadece çinliler yoktu.
Alıntı yap10 milyona yakın Çinliyi kamplara kapatmıştır. Bu kamplardan en fazla nasibini alan ikinci ülke ise Endonezya olmuştur ve 4 ila 10 milyon arası Endonezyalı zorla alıkonulmuş ve savaş sonrası yalnızca 54 bini ülkesine geri dönebilmiştir. Hesap ortada % 80'i ölmüş/öldürülmüştür.
En çok hasarı ve kaybı Çinliler yaşamıştı. Bunun açıklaması ise şu şekilde yapılmıştır.
Alıntı yapEğer Japonlar tarafından ele geçirilmiş bir müttefik askeri iseniz hayatta kalma ihtimaliniz % 70 olurdu. Eğer bir Çinli iseniz bu oran neredeyse % 0'a yakındı çünkü Uluslararası Savaş Esirleri Kararı Çin’i kapsamıyordu ve bu da Japonlara öldürme ve işkence konusunda büyük serbestlik sağlıyordu. 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Japonlar tarafından serbest bırakılan Çinli esir sayısı sadece 56'ydı. Elli Altı! Pek çok eski Japon subayı savaştan sonra aynen şu açıklamada bulunmuştur: “Çinlileri savaş meydanlarında asla insan türünün bir mensubu olarak görmezdik.”
731. birim generali Shiro İshii yakalandığında asla pişmanlık duymamış ve biriminin yaptıklarının doğru olduğunu savunmuş. Bu korkunç olaylar sonucunda sadece askerler değil,binlerce sivil,çocuk ve yaşlıda bu işkencelere maruz kalmış ve yaşamını kaybetmiştir. Savaşlar sadece cephelerde korkunç değildir. Esir kampları ve daha korkutucusu ölüm kamplarında yaşananlar,sömürüler sırasında yaşananlardır. 2. dünya savaşı ne kadar uzak geliyor olsada bugün hala bu işkencelerin izlerini taşıyan aileler ve toplumlar var. Ve ne yazık ki bu işkenceleri yapanlar hiç bir bedel ödemedi. Sadece atılan atom bombalarının ardında kaybolup gitti bu olaylar. Bir belgesel dışında olayları anlatan başka bir şey kalmadı. Japonya bu olaylar için asla maddi-manevi hiçbir şey ödemedi ve ödemeyecekte. Çünkü savaştı bu... Ölenler ve öldürenler olurdu.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Kaynaklar:
history channel belgeseli: 731. birim
https://onegonusuo.blogspot.com/2017/01/ii-dunya-savasnda-japonlarn-yaptg-ve.html
Salgınlar ve Salgın Hastalıklar Kitabı