Genel Araştırma
'anime incelemesi' etiketi için arama sonuçları.
2 sonuç bulundu
- Sezon Sayısı: 2 1.Sezon Bölüm Sayısı: 12 2.Sezon Bölüm Sayısı: 12 Mangaka: Keitarou Takahashi Silah tüccarlığı,yaşanan savaşlarının piyasalaşması ve farklı hayatlardan kopup gelen hikayelerin bizlere sunduğu; görüp duymayı pek sevmediğimiz gerçekleri önümüze seren bir seri Jormungand. İlk sezonunu 2012'nin yazında; 2. sezonunu ise sohbaharında izlediğimiz bu seri hakkında biraz konuşmak istiyorum açıkçası. Bu yazıda öncelikle konusuna dair bilgilendirme yapıp sonrasında da seriyle alakalı görüşlerimi paylaşacağım. Şimdiden spoiler uyarısı vermek durumdayım. Lütfen yazıya bunu göz önünde bulundurarak devam edin. O zaman başlayalım... Silah tüccarlığı demiştim. Seri tam olarak bunun üzerine kurulu. Silah tacirleri ve savaşın arka tarafında halkın farkında olmadığı piyasalaşma. Aslında sevilip de üzerine konuşulmayan seriler arasında sanki Jormungand veyahut üzerine konuşulmak istenmeyen.. Jonathan (Jonah) Mar Anne babası öldürülmüş bir çocuk... Savaşların ortasında büyüyen minik askerimiz Jonathan Mar (yazının devamında Jonah olarak bahsedeceğim),silahlardan ve bu silahları temin eden kimselerden nefret ederek hayat yolculuğuna devam etmektedir... Ancak içine doğduğu yaşam koşulları Jonah'ı nefret ettiği bu silahlara mecbur bırakmaktadır. Yaşamak için en çok nefret ettiği şeylere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç listesine daha sonra özel olarak,ünlü silah tüccarı Koko Hekmatyar'da dahil olmuştur. Koko Hekmatyar Psikopat,yaşını belli etmeyen,güzel ve zeki kadın karakterimiz Koko Hekmatyar. Çizimiyle oldukça ilgi çekici duran bu karakter ünlü bir silah tüccarıdır ve açık konuşmak gerekirse seri ilerledikçe bizleri şaşırtmaktan vazgeçmeyecektir. Silah tüccarlığı piyasasında hâtrı sayılır bir isme sahip olan Koko,aynı şekilde hâtrı sayılır düzeyde de düşmana sahiptir. Dolayısıyla kendisini koruyacak etten duvarlara ihtiyacı vardır. Özel korumalarını kendi seçen,delilik ile dehâlık arasında ki ince çizgide adımlayan karakterimiz; Jonah'ıda kendi özel koruması olarak işe aldığında hikayemiz başlamış bulunuyor. Ve evet kendisi Jonah'ın silahlardan ve silah tüccarlarından nefret ettiğini bilerek bunu yapıyor. Zaten seriyi ilginçleştirmeye başlayan esas noktada burası oluyor... Bu arada kendisinden daha az sevimli olan bir de ağabeyi mevcut. Kasper Hekmatyar. Ara sıra kendisini de seri içerisinde göreceğiz ve sevmeyeceğiz (nolur sevmeyin). Kasper Hekmatyar Koko ile tanışan ve çoğu eski özel askerlerden oluşan 8 kişilik bu koruma ekibine dahil olan Jonah,artık elindeki silahı hayatı pahasına bu ilginç idealleri olan kadın için kullanmak zorunda kalacaktır. HCLI isimli şirket adı altında yasadışı silah satışı yapan Koko Hekmatyar bizleri; orduların,milislerin ve çeşitli yapılanmaların arka tarafına götürerek aslında izleyiciyi belli bir düzeyde rahatsız etmeyi başarıyor. Açık konuşmalıyım ki konuyla alakalı gerçekten sıfır bilgi sahibi bir insan olsaydım izledikten sonra; "Ne için yaşıyorum ki?" gibi bir düşünce az da olsa içimi tırmalayabilirdi. Neyse ki böyle bir durum yaşanmadı. Gelin biraz da diğer karakterlere göz atalım... Binbaşı Sophia Valmer Seriden aşinâ olduğumuz adıyla Valmet. Güney Afrika'da görevde olduğu sıralarda kendi ekibine düzenlenen saldırı sonnucunda bir tek kendisi hayatta kalmış ve bu olay Valmet'in askeri düşüşünü hazırlamıştır. Bir asker olarak ailesinin izinden giden Valmet için hayat artık sonlanmıştır. Yaşanan ölümlerin faturasını kendisine kesmiştir. Tam da yaşanan bu vahim olay sonrasında çıkagelen Koko,onu kendi takım arkadaşı yaparak kendisine yeni bir dünya sunmuştur. Valmet yaşanan olayları hiçbir zaman unutamadı ancak Koko sayesinde "hayatta" olan bir birey görüyoruz. Renato Socci Seride duyacağımız lakabıyla R. Eski Bersaglieri istihbarat teğmeni. En azından seri ilerleyene kadar bizler ve sevgili Koko'muz bunu böyle bilecek. Aslında bir noktaya kadar da doğru. Dikkatinizi çekerim: Bir noktaya kadar! Beni gerçekten şaşırtan bir karakter olmuştur,gerek aslında bağlı olduğu yerle gerekse yaptığıyla... Lutz Eski bir polis memuru,keskin nişancı. Gerçekten de bu adamın yapabildiği en güzel şey keskin nişancılık. Bir de o yumuşak kalbi olmasa Koko'nun takımında olmaya gerek duymadan hayatına devam edebilirdi. Olsun biz onu pamuk kalbiyle de seviyoruz. Topçu Askeri Mao Asya'da savaşların yaşanmadığı bir ülkede topçu askerliği yapan bu karakter,askeri talim sırasında yaşanan kaza sonucunda orduyla ilişiği kesildiği bir noktada Koko Hekmatyar ile tanışmıştır. Ekibin içerisinde ailesi olan tek kişidir kendisi. Ailesi elbette kendisinin bir silah tüccarına korumalık yaptığını bilmemektedir. Akihiko Tojo SR Unite olarak bilinen Japonya Savunma Bakanlığına bağlı çalışan gizli bir birimin eski bir üyesidir. Birim kapatılana kadar burada görev almış birim kapatıldıktan sonra ise ilk olarak Kasper Hekmatyar ile çalışmaya başlamıştır. Daha sonra da Koko Hekmatyar'ın ekibine dahil olmuştur. Genelde bilgisayar başında gördüğümüz Tojo,istihbarat toplama konusunda gerçekten de başarılı bir karakter. Ugo Devasa karakterimiz Ugo. Kendisi eski bir İtalyan mafya üyesi. Takıma alınma hikayesi belki de en tuhaf olan karakterlerden. Kendisine yaşama şansı veriliyor ancak bir silah tüccarının ekibinde olması şartıyla. Olayların nasıl geliştiğini izleyince çok eğlenmiştim açıkçası. Şoförlük konusunda epey maharetli bu dev gibi abimiz kendini sevdirmeyi başarıyor açıkçası. William Nelson Eski ABD subayı,seriden bildiğimiz adıyla Wiley. Ve işte kitap kurdumuz! Her boş vakitte bu karakteri kıyıda köşede bi yerde elinde bi kitapla görmek mümkün. Keskin nişancılık ama özellikle de patlayıcılar kesinlikle en keyif aldığı alanlar. Evet özellikle patlayıcılar söz konusu olduğunda gerçekten keyif alan bir tip... Lehmbrick Lehm.Eski bir Delta Force elemanı. Koko'dan önce Kasper'ın korumalığını yapmıştır. Seride insanı kesinlikle en tedirgin eden karakter. Ne yaptığı belli değil. Uzun bir süre bu adama karşı kararsız kalıyor insan izlerken... Koko'nun ekibinin esas ve bir numaralı elemanı diyebiliriz kendisi için. Serinin içerisinde özellikle haşır neşir olacağımız ekibi az buçuk tanıtmaya çalıştım. Geride pek çok karakter var ancak yaşanan olayları ve diğer karakterleri görmek için seriyi izlemek en iyisi olacaktır. Hâlâ izlemeyenleriniz varsa lütfen bu yazıyı artık usulca kapatın ve seriye başlayın!
- 1
- anime incelemesi
- savaş animesi
- (1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
Akame Ga Kill: Seveni Kadar Sevmeyeni de Olan Anime
Madam O'Malley Blog'da şu kategoriye içerik ekledi: Anime
Üçüncü defa açıp izleyerek kendimi tekrar tekrar şımarttığım Akame Ga Kill hakkında konuşalım bu gün. Bu anime hakkında bir bilginiz yoksa öncelikle buradan bakmanızı tavsiye ederim. https://myanimelist.net/anime/22199/Akame_ga_Kill?q=Akame . White Fox stüdyolarından çıkan bu anime nedensizce beni cezbetmeyi başardı. Belki bir kaç sezona konuyu yaysaydılar daha izlenmesi hoş olur diye düşünüyorum-hala yenis ezon bekliyorum-. Animeyi izlerken gözüm hep bir anakarakter aradı. Sürekli olarak kim kim diye düşünüyordum. Hikaye Tatsumi ile başlıyor. Dedim ki evet bu adam ana karakter olacak. Son izleyişimde ise artık akıllanmış olarak aslında bir ana karaketer olmadığını gördüm. Akame olabilir dedim. Esdeath olabilir dedim ama son izleyişimle olaylarda bir ana karakter olmadığını gördüm. Öncelikle eksik noktaları konuşmak gerekir. Animenin bir konusu var. Fakat bu konuyu seyircinin yakalaması için bir kaç defa tekrar izlemesi gerekiyor. Hızlı aktığı için değil. adeta bütçe kesintisinden dolayı bir aksiyon filminin sonunu ufacık sete sığdırıp bitirmeye çabalanmış gibi. Konun ilerleyişi ve iyi kötü savaşı içinde özgürlük ve adalet arayışını ele alışlarını sevdim. İyilerin amacı var. Ancak ben kötülerin amacını bulamadım. Kötülere bir derinlik katılmamışlar. Sadece öldürmeyi sevdikleri için kötü olmuşlar gibi. Oysa animelerde kötü rolü biçilen karaktere konulan derinlik ve onu kötü yapan nokta izleyiciyi kendine bağlar. Bu noktada çok ciddi hikayede eksiklik kalmış. Dediğim gibi başta muazzam giderken sona doğru adeta bitirin hadi. Çabuk çabuk bitsin denmiş gibi. Pat diye ufak bir göz dolduran aksiyonlu sahne ile bitti. Bitti mi belli de değil aslında. Konu açısından karakterlerde sadece kötülere derinlik katılmamış olayı yok. İyilerede aman aman bir derinlik katılmış değil. Sıradanlığı ile bir çok çıkıp ''çöp'' olarak nitelendirilen animelerden farkı olmamış konu açısından. Gelelim yüz binlerce fanı nasıl ortaya çıktı? Bende çok ciddi şekilde izlemeyis evdiğim bu animenin bizi bağlayan noktası ''acımasız'' oluşur. Alıştığımız ve yirmi bölümden önce bize tanıtılan karakterlerin ölmediği animeler gibi değil. Çok hızlı karakter harcayabiliyor. Bir çok karakteri hızlı harcadığı yetmez gibi muazzam bir ölüm kurgusu şekillendiriliyor. Kimin nasıl ölebileceğini tahmin etmek zorlaşıyor. Ve biz o karakterin yokluğunu yaşarken ekibin toplanıp bir arada birşey olmamış gibi yemek yiyişi aslında bize çok farklı geliyor. Örnek verelim; Akame karakterinin ağırbaşlı tavırları ve kendi dünyasında kız kardeşine dahi acımaması,ölen kişiler ardından ufacık bir hatırlamalar ile bize her karekterin kolay harcanabilir olduğunu gösteriyor. Çizim açısından pek çok anime ile aynı sekansta gitsede renk ve genişletilmiş efektif yapısı ile insanı ekrana kitlitliyor. Bunun yanı sıra savaş sahnelerinin doyuruculuğu ile gerçekten türünün hakkını veriyor. karşılaşmalarda kimin kazanacağını kesin olarak bilemiyoruz. İyi olarak belirtilmiş karekterlerinde tek tek animeden ayrılışı ile her savaşta kim kazanacak acaba diye düşünerek izliyoruz. Ayrıca kanlı sahneleri bana adeta bir Quentin Tarantino filmi izliyor tadı verdi. Bir çok eksiği olmasa da önemli olan konu akışının sıkıntısının,sadece bir sezona sıkıştırılmış olduğundan kaynaklandığını düşündüğüm bu çok sevdiğim animenin şaşırtıcı olması,savaş sahnelerinin göz doyurması ve karakterlerin bozuk para gibi harcanması. Karaketerlerin bolluğu ve çeşitliliği ise en sevdiğim yanı oldu. Eşcinsel karakterinden şımarık ve mızmız,ağırbaşlı kadın karakterlere... Her türlü karaktere yer vermiş. Bu noktada herkes aradığını bulur bir konuma geliyor animede. Hafif bir echii havası verdiği gerçeğinide es geçmemek gerek. Müziklerini '' Taku İwasak''nın yaptığını öğrendiğimde neden müziklerini dinlemekten sıkılmadığımı anladım. Sadece Akame ga Kill için değil elini attığı her yerde insanın tüylerini diken diken eden bir eser ortaya koyuyor. Daha çok Kohei Tanaka'nın müziklerine alışık olan kişilerin müziklerden çabuk sıkılacağı bir animedir Akame Ga Kill. Savaş sahneleri ile eğleneceği ve bazen gülüp bazen boş boş ekrana baktığı. Oturduğu yerde insanı geren ama anında hiç birşey olmamış gibi davranmaya sürükleyen ve yeni sezonu beklemekten yorulan fan kitlesine sahip bu anime benim 2015'te tanıştığım ve 2014'ün en iyi savaş sahnelerine sahip animesi olarak gösterildi. Aynı zamanda bir çok kişi tarafından rahatsız edici olarak görüldü. Sevenin tam sevdiği sevmeyenin arkasından sallamaktan çekinmediği bir animedir ve birçok kişi tarafından izlenmese dahi illa ki duymuş olduğu bir anime olma ünvanını taşır elinde. Gerek silahlarının verdiği güçleri ile mistik olarak kendini desteklemesi gerek politik açıdan başkaldırının aslında kaybetmek olduğunu ama kayıp olmadan kazanç olmayacağını işlemesi ve karakterlerin savaşta doğru tarafta olup olmadığını sorgulaması ile kendini özel yapmayı başarmış bir animedir. kaynakça: https://myanimelist.net/anime/22199/Akame_ga_Kill?q=Akame- akame ga kill
- taku iwasaki
- (1 etiket daha)
Konudaki etiketler: