Genel Araştırma
'hikikomori' etiketi için arama sonuçları.
2 sonuç bulundu
- Kendi yarattığınız bir şeye hükmedemediğiniz zaman oldu mu hiç? Ya da sahibi olduğunuz ve yakından tanıdığınız bir şeye söz dinletemediğiniz ? İşte bugün dünyanın büyük sorunlarından biri olan teknoloji bağımlılığı hakkında konuşacağız. Yakın döneme kadar hayatımıza bu kadar müdahil değilken bu kavram yaklaşık 20 yıllık bir süreçte yaşamımıza iyice yakınlaşmış,gerek iş hayatı gerek sosyal hayattaki verimi düşürmüş,insanlar birbirleriyle olan bağları zayıflatmış hatta kişinin kendi iç dünyasıyla olan bağını bile zayıflatmış ve deyim yerindeyse iliklerimize kadar işlemiştir. Aslında işletilmiştir hatta çok daha doğru bir ifadeyle işledik. Kendi ellerimizle inşa edip bir anda kontrolümüzden çıkan bir virüs halini aldı teknoloji. Gerçi insan henüz kendi egemenliği altındaki somut ve belirli gelişme düzeyine sahip varlıklara bile tam olarak hükmedemezken büyüyüp dağılma,globalleşme düzeyi belirsiz olan soyut bir olguya hükmetmesi düşünülemezdi. Peki bu ehil varlık nasıl oldu da şu an kontrol edilemez dev bir güç haline geldi? Düzeltiyorum bizler nasıl yarattığımızın kölesi haline geldik? Bunun en büyük nedenlerinden birisinin internet olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun altında yatan sebepleri de çeşitlendirebiliriz nitekim: sosyal medya ve online oyunlar da başını çekmekte listenin. Durum bu olunca yeni neslin internet üzerinden etkileşimi artmakta,kitleler halinde teknolojiye bağımlılık çoğalmaktadır. Küreselleşmenin de en büyük kaynağıdır internet. İnsanları benzer yapan en belirgin şeydir de aynı zamanda. Hızla gelişen ve küreselleşen teknolojinin son yıllarda bağımlılığının görüldüğü ülkelerin başında ABD,Güney Kore ve Japonya geliyor. Ancak aralarında en ilginci Japonya... Nedeni aslında bizlere yıllarca Japonya'nın Türkiye ile karşılaştırıldığı,teknolojinin kölesi değil efendisi olarak gösterildiği şu tür görselleri hatırlıyorsunuzdur: Ancak aslında durumun birçok ülkedeki gibi yukarıdaki görselden daha çok şu görsele yakın olduğunu,Ülkenin hikikomori ve otakularla alakalı birçok politikası olduğunu öğrendiğinde daha ilginç geliyor Japonya'nın bu hali. Hele de Türkiye ile karşılaştırıldığında bu bağımlılık oranının çok daha yüksek olduğunu öğrendiğinizde. Daha ilginci ise diğer ülkelerdeki bağımlılığın genel sebebi internet ve teknolojinin doğru kullanılmaması iken,Japonya'da bu bağımlılık yerini daha bilinçli ve seçici bir çoğunluğa bırakmıştır yani genel anlamıyla hikikomori ve otakular. Eğitim bakanlığı ve sağlık bakanlığının büyük bütçeler ayırdığı,çeşitli yaptırımlarla güçlendirdiği politikalar uyguladı ve uygulamaya da devam ediyor. Örneğin maddi bir bağımlılıkmış gibi konuyu ciddiyetle ele alıyor ve bununla alakalı kamu tesisleri açıyor gerekli gördüğü takdirde internet orucuna bile sokabiliyor. Yöntemin ne kadar etkili olduğu tartışılsa da bakanlıklar bu tür uygulamaların ceza değil "teşvik" olduğunu savunuyorlar. Bağımlılık lise ve orta okul çağlarındakilerde daha fazla olduğu için yürütülmesi düşünülen bir diğer politika da zaman sınırlaması koymak. 18 yaş altı çocuklar için hafta içi 60 dk hafta sonları ve resmi tatillerde ise 90 dk ile sınırlandırmak. Nihayetinde uygulamalar genel anlamıyla çok da başarılı olamamaktadır. Zaten teknoloji çağındayız ve gelişen nesil bu gelişmelere açık,internete yabancı olmayan bir nesil. Hatta Japonya'da olay çok daha farklı; bilerek ve isteyerek bağımlı hale geliyor insanlar. Yapılan yanlış burada kanımca. Japon toplumu etkileşime kapalı bir toplum bunu zaten biliyoruz bireyler aileleriyle de belirli ilişki düzeyinde oldukları için sosyalleşme ihtiyacını farklı yollardan elde etmeye çalışıyorlar. Bildikleri,hakim oldukları ve çok daha rahat oldukları aşina yollardan. Teknolojiye karşı savaş açmak değil onunla uyum içerisinde kontrol edilebilirlik düzeyinde yaşamak yapmamız gereken. Kaynakça: https://www.japantimes.co.jp/ https://www.nippon.com/en/ Esen kalın.
- 2
- teknoloji bağımlılığı
- hikikomori
- (2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
- Japon hükumetinin yaptığı bir araştırma,Japonya’nın genç nüfusunun yarıdan fazlasının (yaklaşık yarım milyon) toplumdan uzaklaşmayı ve izole bir hayat sürmeyi tercih ettiğini ortaya çıkardı. Kişilerin altı ay veya daha uzun süre boyunca okula ve işe gitmeyip,herhangi bir sosyalleşme faaliyetine katılmayarak evden çıkmaması durumu Japonya Sağlık,Çalışma ve Refah Bakanlığı tarafından “Hikikomori” olarak adlandırılıyor. Kültür Servisi'nin Independent'ten aktardığına göre araştırma,yaşları 15 ila 39 arasında değişen 541,000 kişinin kendini toplumdan soyutlayarak yaşadığını ortaya koydu. Hikikomori sadece gençlerin sorunu değil. Orta yaş grubunda da iki katına çıkmış... Rakamlar 2010 yılında yapılan tahminlere göre düşük olsa da,kendini en az 7 yıl boyunca eve kapatanların %35’lik bir dilimi oluşturduğu oldukça çarpıcı bir gerçek olarak belirlendi. Araştırma aynı zamanda gençlerin yanı sıra yaşları 35-39 yaşları arasında olan Japonya vatandaşlarının kendini eve kapatma oranının iki katına çıktığını gösterdi. "Dışarı çıkıp sosyalleşmek,arkadaş veya sevgili edinmek istiyor ama yapamıyorlar" İlk olarak 1990’lı yıllarda meydana çıkan Hikikomori,henüz tıp literatüründe bir hastalık olarak yer almıyor ve önerilen bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Doktorlar ise gençlerin toplumdan uzak yaşamayı seçmesinde psikolojik ve kültürel etkenlerin payının yüksek olduğu görüşünde. Hikikomori erkeklerde ve eğitimli orta sınıfta daha yaygın görülüyor. Hikikomori’den muzdarip kişiler genellikle bilgisayar oyunları oynayarak ve çizgi roman okuyarak vakit geçiriyor. Psikologlar bu durumun tembellikten kaynaklanmadığını belirtiyor. Japon psikolog Tamaki Saito verdiği bir röportajda Hikikomori’yi şu şekilde özetliyor: “Onlar dışarı çıkıp sosyalleşmek,arkadaş veya sevgili edinmek istiyor ama yapamıyorlar.” Hikikomori sadece Japonya'ya özgü bir durum değil... Hikikomori sadece Japonya’ya özgü değil. 2015’te gerçekleştirilen bir araştırma Amerika,Çin ve İspanya gibi ülkelerde de buna benzer durumların ortaya çıktığının altını çizdi. Kaynak: onedio
- hikikomori
- sokağa çıkmama hastalığı
- (1 etiket daha)
Konudaki etiketler: