Genel Araştırma
'japon kültürü' etiketi için arama sonuçları.
2 sonuç bulundu
Japon Kültürünün Önemli Bir Simgesi: Sakura Ağaçları
Andreas-san Blog'da şu kategoriye içerik ekledi: Japonya
Bir hayalim var… Eğer bir gün olur da Japonya’ya bir seyahat gerçekleştirebilirsem,Sakura ağaçlarının eşsiz görüntüsüne canlı olarak tanık olmayı çok isterim. Bilen bilir,Sakura ağaçları denildiği zaman akla direkt Japonya gelir. Japonlar Sakura ağaçlarına büyük önem atfetmiş olup onlar için derin anlamlar taşımaktadır. Öyle ki ‘Sakura ‘Japonya’da çok yaygın kullanılan bir kadın ismidir. Sakura,‘kiraz çiçeği’ anlamına gelip,meyve vermeyen bir tür kiraz ağacı çiçeğidir. Her yıl mart ayının sonu ile nisan ayının ilk haftası açan Sakura çiçekleri pek çok rengi ve çeşidi barındırıyor. Fakat en güzel halindeyken,solmadan çok çabuk dökülmesiyle ölümü çağrıştırmaktadır. Bu çağrışım Japon edebiyatına da yansımıştır. Yine Japon kültürünün önemli parçasından olan Samuraylar için de sakuralar önemli bir yere sahip. Sakura ağaçları samurayla herhangi bir savaş esnasında her an ölebileceğini düşündürürmüş. Sakuralar sadece 10 günlük bir süre içinde varlıklarını sürdürürler. Bu sebeple bu zaman aralığı Japonlar için büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda Sakuraların açtığı zaman dilimi Japonya’nın en çok turist çektiği dönemlerden biridir. Bu sebeple bu dönemde çeşitli festivaller de yapılır. Bu festivallerden biri olan ‘Sakura Zensen’ hayata yeni bir başlangıç yapmayı temsil eden bir festivaldir. Daha öncede belirttiğim gibi sakura ağaçları Japonlar için çok büyük bir öneme sahiptir. Öyle ki sakura tohumlarının yurtdışına çıkartılıp satılması dahi yasaktır. Fakat Japon hükümeti diğer ülkelere dostluklarını göstermek amacıyla sakura tohumları gönderiyor. Ve tabi ki bu ülkelere Türkiye de dahil. Japon Sakura Vakfı,1890'da Japonya'ya ulaşan ve dönmek üzereyken çıkan tayfunda batan Ertuğrul Fırkateyni'nde şehit olan Türk denizcilerin anısına 2005 yılında,İstanbul'da dikilmek üzere 527 sakura fidanı yollamıştır. Hayata dair bu denli hüzünlü ve bir o kadar da derin manalar taşıyan sakura çiçekleri sunduğu saf ve naif duruşuyla,içerdiği yüklü anlamlarla,kim bilir belki bir gün sizin hayatınızda da farklı bir anlam taşıyabilir.- japonya
- japon kültürü
- (2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
- Japonlarda Selamlaşma Japonlar genelde selamlaşmak için ojigi (eğilerek yapılan Japon selamı) yaparlar. Ojigi dünyaca ünlü ve selam verirken,teşekkür ederken,ayrılırken veya özür dilerken kullanıldığından oldukça kullanışlıdır. "Günaydın" ("Ohayou"),"Merhaba" ("Konnichiwa"),"Teşekkür ederim" ("Arigatou"),"Allahaısmarladık-güle güle" ("Sayonara") veya "Özür dilerim-Pardon" ("Sumimasen") derken yapılır. Ojigi'de hafif bir baş eğmesinden,tüm vücudu 90 derece eğmeye varan değişik teknikler vardır. Eğer selamlaşma tatami üzerinde yapılıyorsa ojigi' den önce diz çömülür ve öyle yapılır. Esas olarak karşınızdaki sizden daha üst biri ise daha içten ve uzun yapılır. Buna rağmen,Japonlar yabancılardan uygun selam kuralları beklemediğinden dolayı hafif bir baş eğmek şeklinde selamlamanız yeterli olacaktır. Bu baş eğerek selamlama beceriksizce yapılan bir ojigi girişimi ile karşılaştırıldığında daha yerinde olur. Japonlar arasında el sıkışarak selamlaşmak çok nadir görülür,fakat yabancılar için Japonların el sıkmaları (oldukça acemice olsa da) normal bir olaydır. Duygu İfadeleri Karşısındaki kişi ile konuşurken,karşısındaki ile çatışmaya girmemek ve uyum içinde olmak amacı ile Japonlar kendi görüş ve duygularını gizlerler ve dolaylı olarak kendilerini ifade ederler. Bu sebepten dolayı karşınızdaki şok edecek veya rahatsız edecek hareketlerden kaçının. Japon gülüşü: Mutluluk göz ve ağız ile yapılan hafif bir gülümseme ile ifade edilir. El,vücut ile veya yüksek ses ile mutluluk ifadesi göstermekten kaçının. Bununla birlikte mutluluk ifade eden gülümseme ile sıkıntı veya rahatsızlığı ifade eden gülümsemeyi birbirine karıştırmak çok kolaydır. Bu yüzden gülümseyen bir Japon'un her zaman mutluluk ifade etmeyebileceğini unutmayın. Kızgınlık,sinirlenme: Japonlar özellikle bir topluluk içinde karşısındakine kızsa bile çok nadir olarak açık olarak kızgınlıklarını gösterirler. Kendilerinin yüzde yüz haklı olduklarına inansalar bile karşısındaki kişiyi sakinleştirmek için özür dilerler. Bir kişinin sinirlenip kendini kaybetmesi çocukça kabul edilir,bu sebeple Japonların çoğu sinirlendiklerinde otomatik olarak sinirlerini bastırmayı tercih ederler. İki kişi anlaşmazlık içine girer veya bozuşurlarsa bunu tartışarak veya beraber içki içmeye giderek dostluk çerçevesi içinde çözmeye gayret ederler. Üzüntü: Kızgınlık göstermek her ne kadar kötü ise,Japonların üzüntülerini ifade etmek için oldukça usta yolları vardır. Bir Japon'un toplumda yetişkin olarak kabul görmesi için acı ve üzüntüsünü hafif bir gülümsemenin arkasına gizlemesi gerekir. Buna "kao de warau kokoro de naku" (Yüzü gülüyor fakat kalbi ağlıyor). Erkeklerin üzüntülerini gizleme ve duygularını kontrol etmeleri beklenmesine rağmen bir erkeğin ağlaması doğal olarak karşılanabilir. Buna "otokonaki denir,aslında bir erkeğin göründüğü kadar soğuk ve duygusuz olmadığını gösterir. "Morainaki" "sempati ile ağlama" anlamına gelir ve zayıflıktan ziyade insan duygusu belirttiği için doğallıkla karşılanır. Eğer yaşlar içinde ağlayan bir Japon görürseniz bu her zaman o kişin üzüntülü olduğu anlamına gelmez. Bu büyük bir mutluluk göstergesi de olabilir ve "ureshinaki" denir. Telepati: Utangaç,sessiz olmak Japonya'da bir fazilet olarak görülür,özellikle söz konusu romantik duygular ise. Bir kişinin isteklerini açık olarak söylemesi en iyi şekli ile saflık en kötü şekli ile kabalık olarak karşılanır. Bunun sebebi ise teklifi yapacağınız kişiyi zor duruma düşürme ihtimalinizdir. Japonlar sessiz iletişime oldukça duyarlıdırlar. Bir şeyi açık olarak söylemek yerine usta ifadeler ile karşısındaki kişiye aktarırlar. Birçok Japon için iletişim kurmak için konuşmayı değil duyguları ve telepatiyi tercih ederler. Aynı şekilde karşısındaki kişinin kendini söz ile değil telepatik olarak anlamasını beklerler. Japonlar direk olara "hayır" demekten nefret ederler bunun yerine : "kangaete mimasu" ("bu konuyu bir düşüneyim"),"zensho shimasu" ("bu konuda ne yapabileceğime bakacağım"),veya "saa...sore wa chotto..." ("hmm,sanırım bu pek kolay olmayacak") şeklinde sözler kullanırlar. Bu aslında nahoş durumlardan kaçınmak amacı ile yapılır,fakat her şeyi açık açık söylemeyi tercih eden batılılar tarafından oldukça sıkıcı olan bir durumdur. Bazen konuşma esnasında Japonlar bir anda kafalarını evet şeklinde sallayan dinleyici durumuna geçebilirler,bu konuşan kimsenin karşısındaki Japon'un her şeyi tasdiklediğini zannedilir; fakat aslında tam tersi de olabilir ! Japonlar ile anlaşabilmek için sürekli olarak uyumlu ilişkiler kurmaya,tartışmalardan kaçınmaya ve onların duygularını anlatma biçimini anlamaya çalışmanız gereklidir. Unutmayın ki,o anlaşılmaz gülümsemenin arkasındaki Japon,bizler gibi bir insandır... Ev içerisinde görgü kuralları: Japon evlerinin içine ayakkabı ile girmek çok büyük bir saygısızlıktır. Bu sebeple eve girince giriş kapısının önünde bulunan boşlukta ("Genkan") ayakkabılarınızı çıkarın ve ev sahibinin size vereceği terlikleri giyin. Tatami döşeli geleneksel Japon odalarına terlikler çıkarılarak girilir ve ne bu odaların kapı eşiklerine ve ne de tatamilerin kenarlarına basılır.Tuvalete girerken de ev içi terlikleri çıkartılarak sadece tuvalet için olan terlikler giyilir. Kimono giyimi zahmet isteyen ve giyimli iken hareketleri kısıtlayıcı bir kıyafettir. O sebeple kimono giyen bir bayandan dans etmek,hoplamak veya zıplamak gibi aşırı hareketler yapması için ısrarda bulunmayın. Kimono'yu Onların güzelliklerinin bir parçası olarak görmeye çalışın. Hastane ziyaretleri esnasında küçük bir hediye götürmek normaldir,kesilmiş çiçek götürmenin de bir mahsuru yoktur; fakat saksı içinde çiçek götürmek güzel karşılanmaz. Düğün ve partiler de düzgün giyinmek adettir. Sizi davet eden kişi "olduğun gibi gel" dese bile mutlaka düzgün bir kıyafetle gidin. Japonlar yeni yılda kutlama kartları gönderirler ("nengajo"),fakat eğer bir ailenin ferdi o yıl içinde ölmüş ise ona kart gönderilmez. Yemekte Görgü Kuralları Bir ülkenin adet ve görgü kurallarını bilmek,o ülkenin sosyal yapısı ve düşünce şeklini daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca büyük hatalar yapmanızın önüne geçecektir. Hele Japonya gibi gelenek ve göreneklerine oldukça bağlı,ve görgü kurallarına çok dikkat eden bir ülke için bazı temel Japon görgü kurallarını bilmek ve uygulamakta fayda vardır. Bu sebeple aşağıda bazı temel Japon görgü kurallarını tanıtacağız. Yemekte: Eğer bir Japon yemeği yiyorsanız büyük ihtimalle "hashi" ("Çubuk") ile yiyeceksinizdir. Hashiler masada "hashioki" (çubuk dayanağı) üzerine ve ucu sol tarafa gelecek şekilde yerleştirirler. Hashiyi sağ eliniz ile alıp ucunu sol elinizin avucunda sabitledikten sonra tutma pozisyonuna geçiniz. Hashiyi ortasından veya ince ucundan değil kalın ucuna yakın yerinden tutunuz. Aşağıda yazılanlar görgüsüzlük olarak kabul edilirler: Hashiyi yiyecekler,özellikle de pilavın içine saplamak. Sadece cenaze törenlerinde buhurdanlığın önüne konulan pilavın içine hashi saplanarak koyulur. Hashinizi kullanmadığınız zaman hashiire'ye koyun. Tabak içindeki yiyecekleri karıştırmak için hashiyi kullanmak Yiyeceğiniz yemeği seçmek için hashiyi tabakların üzerinde havada gezdirmek. Tabaktaki yemeğin en lezzetli yerini bulmak için yemeği Hashi ile altüst etmek. Hashi elinizde olduğu halde tabağı tutmak. Hashiniz ile direkt olarak başka birinin hashisine yiyecek vermek. Bu da sadece cenaze törenlerinde ölen kişinin kemiklerini bir kişiden diğerine verme için kullanılır. Hashi ile bir nesne veya bir kişiyi göstermek Batıda yemek yerken ses çıkarmak görgüsüzlük kabul edilirken,Japonya'da noodle yerken höpürdetmek ayıp sayılmaz,tersine ne kadar höpürdetirseniz o kadar lezzetli olduğunu ifade eder. Yemek esnasında hemen çorbanızı içmeyin. Japonya'da yemekler genellikle hepsi bir arada gelir,o sebeple tüm yemeklerin gelmesini ve herkesin hazır olmasını bekleyin. Yemeğe başlarken "itadakimasu" bitirdiğinizde " gochisousama" deyin Japonların yabancılara sık sık yaptığı gaflar : İlk defa tanıştığı bir yabancıya,adamın maaşı,veya kadının yaşı,medeni durumu,veya göğüs ölçüleri gibi oldukça kişisel sorular sormak Sürekli olarak birinin ilk adı ile soyadını karıştırmak El sıkışırken karşısındakinin elini,ıslak bir balık tutarmış gibi,oldukça gevşek sıkmak ve uzun zaman bırakmamak. El sıkışmak Japonya'da yeni bir adet olduğundan birçok Japon hala alışamamıştır. Her karşılaştığı yabancının anadilinin İngilizce olduğunu zannetmek. Siz çok iyi Japonca bilseniz bile ısrarla İngilizce konuşup sizi İngilizcelerini geliştirmek için kullanmak. Özür dilerken gülerek ve eğilerek özür dilemek. Bu gülümseme aslında sıkıntılarını gizlemek içindir,fakat karşısındaki yabancı onu ciddiye almıyormuş zanneder. Yabancıların Japonlara sık sık yaptığı gaflar Herkesin önünde burunlarını silmek veya sümkürmek. Eğer burnunuzu silmek isterseniz ayrılıp sildikten sonra geri dönün veya,özür dileyerek "Shitsureishimasu" yapın. Birisi ile konuşurken sakız çiğnemek. İş görüşmelerinde veya ilk defa tanıştığınız kişinin önünde bunu kesinlikle yapmayın. Ayaklarını sandalye veya masanın üzerine uzatmak. Ayakları ile bir Japon'a dokunmak (bu genelde Japon stili restoranlarda yemek yerken olur). Sürgülü kapıları ayak ile açmak. Toplum içinde öpüşmek. Yürüyerek yemek yemek. Bir Japonla konuşurken ona çok yaklaşmak. Japonlar selamlaşırken öpüşmek,sarılmak,ellemek yerine eğilerek selamlaşmayı ve birbirine fazla yaklaşmadan,dokunmadan konuşmayı tercih eder. AnimeOu'dan alıntıdır.-
- japon kültürü
- sakura
- (1 etiket daha)
Konudaki etiketler: