Genel Araştırma
'mangaka' etiketi için arama sonuçları.
2 sonuç bulundu
- Sanat nedir? Bu sorunun cevabı evrimin kökenini açıklamak kadar zordur. Sanat aslında kişinin kendi hayallerini gerçekliğe yani dünyamıza yansıtmasıdır fikrimce. Bu durumda animeler ve mangalar aslında başkalarının hayallerinin bizim gerçekliğimize yansımasıdır. Sanatın gerçekle buluştuğu nokta çizimdir. Çizmek ve çizimlerde yaşamak istediğimiz duyguyu yakalamak bulunmaz bir histir. Fakat bu anime ve manga tutkunlarına yetiyor mu? Ufak bir araştırma ile yetmediğini fark ettim. Ve çizerlerin daha üstünde çizimler yapan onlarca fanart çizerinin çizimleri ile karşılaştım. Bugün bu fanart konusu hakkında konuşalım o zaman . Çizim yapmak en sevdiğim şeydir diyemem ama amatör bir çizer olarak şunu söyleyebilirim,düşünmesi bir kaç saniye kağıda aktarması saatler sürer. Bu işten bir kâr gütmeden hayallerini kağıda aktaran fanart çizerlerine gelelim şimdi. Öyle ki bazı fanart çizimlerinin gerçek karakter tasarımlarından güzel olması ve bu işi mükemmel bir profesyonelliğe dökmüş çizerler olduğunu söyleyebilirim. Peki bunu neden yapıyorlar? Kendi arzuların ve isteklerini karşılamak için olabilir. Bundan zevk aldığı için olabilir. Ama en temelinde hayalini kurduğu dünyadan bir parça yansıtmak için yapıyorlar gibi... İnstagram ve benzeri uygulamalarda gördüğüm fan çizimlerinin ve altına düşülen yorumlardan edindiğim bu sonuçla yetinmedim ve daha da abartıp dünya çapında bu işin nasıl bir yerde olduğuna bakınca beklentimin üstünde bir sonuç aldım. Öyle ki fanart olan bir çizimin zamanla bir senaryo kazanıp çizgi roman serisine dönüştüğünü gördüm. Bu sadece birisi için geçerli değil. Birçok çizerin,yaratılmış karakteri yeniden yarattığını görüyoruz. Yeniden yaratırken aslında o animeyi,mangayı ya da film ve diziyi izlerken hayal gücü ile artan isteklerini karşılamak istiyor. Biraz yetenek biraz hayal gücü ile bizleride beklenti içine sokan çizimler görmeye başlıyoruz. Fanart neden bu kadar tutuluyor? Bunun temelde cevabı,görmek istediklerimizi karşılayamayan çizerler ve mangakaların yerini alan fanart çizerlerinin beklentilerimizi karşılıyor olması. Karakterler arası kurulan bağlar sonucu görmek istenilen davranışların görme arzusu ve bunun yetenekli bir çizerin kaleminden görmek bizi fanartlara hayran hayran bakmaya itiyor. Eş olmasını istediği karakterler arasında gerek cinsel gerek duygusal bağ gösteren çizimler yapılması elbette ki fanların direkt dikkatini çekiyor. Bazen görmeyi tasarladığımız sahnelerin anime çizeri ve mangaka dan değilde fanart çizerinden gelmesi prestij artışına sebep oluyor. Bu durumda fanart aslında izleyicinin,okuyucunun beklentisinde olan sahnelerin canlanmasını ve gerçeğe aktarılmasına yardımcı olan en büyük araç konumuna geliyor. Şu ana kadar söz ettiğim fanart çizerlerinin güzel katkılarının yanı sıra kötü yanlarını da görüyoruz. Bazı fanlar ne kadar fanartları sevse de onlara bağlansada bunun aksine fanartların anime ve manganın zararına olduğu düşüncesinde olan var. Forum vb. yerlerde yapılan tartışmalarda fanartların karakterleri yanlış tanıttığını ve bunun sonucunda karakterlerin gerçek hikayelerinin kayıp gittiğini ve yeni hikayeler oluşturup kişilerin beklentilerini farklılaştırdığından yakınıyorlar. karakterler arası ilişkinin yanlış anlaşıldığını ve bunun "sinir bozucu" olduğunu konuşan yabancı forumlarda fanartların animenin konusu dışına çıkmaması gerektiğini savunuyorlar. Ben buna karşıyım. Sebebi ise sanatın ve hayalgücünün sınırsızlığının olması. Yaratılmış bir karakteri herkesin aynı şekilde değerlendirmeye çabalaması insan doğasına aykırıdır. Bu durumda herkes aynı resimde aynı şeyi göremez. Her yaşanmışlık ve beklenti ve arzu,farklı bir bakış açısı ve farklı bir hayal gücünün oluşmasına sebep oluyor. Tıpkı bu yazıyı okurken takılacağımız ve takıldığımız noktalar gibi her anime ve mangada farklı bir noktayı yakalar ve onu dallandırıp budaklandırmak isteriz. buna yardımcı olan en güzel şey ise fanartlardır. Eğer fanartlar da istenilen bulunamaz ise kişi kendi çizimlerini oluşturmaya başlıyor ve bu şekilde dallanıp budaklanıyor. Bu şekilde kişisi kendini yavaş yavaş geliştiriyor ve yeni fanart çizeri ortaya çıkıyor. Kendine kazancı olmayan olsa bile bir kaç kuruştan öteye gidemeyen bu mesleği arzu haline getiriyor. Tıpkı anime ve manga çevirmeni,redektörü,editörü,blogerı,vb. olmak gibi bu işte onun artık anime dünyasına bir katkı yapması ve onu genişletmeye başladığı anlamına gelir. Y/N: kaynakça göstermek isterdim ancak kişisel konuşmaları yayınlamak hukuken suç olarak gösterileceği için bu seferlik sizi arama motorları ile baş başa bırakıyorum. Okuduğunuz için çok teşekkürler....
- Manga'nın Doğuşu Manga,animenin doğumundan çok çok uzun süre önce başlamıştır. Tabiî ki teknolojinin gelişimi ve eğlence anlayışı ile beraber canlandırma sanatı büyük bir sektör olmuştur. Canlandırma sanatının gelişiminde manganın rolü büyüktür. Manga aynı zamanda Japon sanatını ve kültürünü betimler ve Japon kültürü için büyük bir kazançtır. Manga kültürü diğer toplumlarda da farklı şekilde gelişmeye başlamıştır. Oluşan bu akım zamanın tüm gençleri ve yaşlıları arasında popüler olmuştur. Manga şüphesiz anime hayranları tarafından büyük bir öneme sahiptir. Karmaşık ve ilginç hikâyeleri anlamamızda ve çözümlerine ulaşmamızda bize yardımcı olur. Manga terimi çok eski bir Japonca sözcük değildir,iki sözcüğün birleşiminden meydana gelmiştir. 6. ve 7. yüzyıllardaki keşişler takvimlerde zamanı göstermek için tomarlarca hayvansal figürler çizer,bu şekillerle hikâyeler anlatılırdı. Kısmen de olsa hicivin bir formu olarak ortaya çıktı. Bunlara 'Resimsel Sanat' olarak ilk mangalar diye adlandırabiliriz. Sanatın bir formu olan Manga sözcüğü 17. ve 18. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. Terim ilk defa Hokusai'yi adındaki bir sanatçı tarafından türetilmiştir. Bu kişi zamanın tipik özelliğinde kullanılan tahta kalıplara çok farklı bir felsefe ile resimler çizerdi. İsyankâr bir doğası olarak öğretmenleri arkasından konuşur ve onların metotlarına şiddetle karşı çıkardı. Hokusai kendi sanatını ortaya koymaya karar verdi ve 30.000 sanat parçası üzerinde düşünmeye ve koleksiyonlar toplamaya başladı. Sonunda çıkışı bulur,istediği şeyi bulmuştur. Fransız ve Hollanda felsefelerine ait birçok sanatsal parçalardan 'Manga' olarak adlandırdığı benzersiz yapıtı kadar etkilenmedi. Hokusai için "Manga" eğlendirmek için oluşturulan hikâyelerdeki karakterler ve küçük ayrıntılarda dikkat çeken bir sanat değil,anlamlı bir sanat parçalarıydı. Hokusai'nin Manga terimi 'Acayip Resimler' anlamındaydı. Bunun nedeni resmi yaparken fırçaların ve çizim malzemelerin rastgele kendine bir yol çiziyordu bu yüzden terime 'Acayip' demiştir. Japonlar Hokusai'nin çizdiği özgür ve akıcı sanatın ayrıntılı doğasını tanıyarak birçok önde gelen Japon sanatçı ondan etkilenmiştir. Oluşturulan hikâyeler ve karakterler Hokusai'nin özgür yaklaşımından etkilenerek ortaya çıkmaya başlamıştır. Geçmişteki manga sanatçılarının anlatmak istediği şeyleri açık bir şekilde ifade ettiğini anlayabiliyoruz. Hokusai'nin bu yeni stili ile yeni farklı bir anlayış çıkmasına rağmen 20. yüzyılın başlarına kadar 'Manga' hikâyeleri başlayamadı. Manga'nın Başlangıcı 20 inci yüzyıla kadar,Japonya'nın kapıları diğer ülkelere ve özellikle batı toplumuna açıktı. Onların farklı yaşam biçimleri ve yaşama tarzı,Japon insanlarının ilgisini çekiyordu. Özellikle Amerikan tarzı eğlence anlayışı ve beraberinde getirdiği icatlar ile eğlence sektörlerinin değişik versiyonları Japon toplumuna girdi. Getirilen eğlence anlayışından biride "comic strip' adındaki çizgi romanlardır. Bütün bunlar Amerika ve batı kültürü ile Japonları değiştirmeye yönelikti ama tüm bunlar Japonlar için bir katalizör görevi yaparak kendine farklı bir yön vermeye itmiştir. 20. yüzyılın başlarında Joseph Pulitzer,'New York World' gazetesinde ilk olarak "comic strips" yani çizgi roman yayımlayarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Bu çizimler basit ve tek resimli ifadelerdi ve zamana göre bir sıralamada hikâye anlatılmaktaydı. Gazetelerin önemini vurgulamak için ortaya atılmıştı ama 'Yellow Kid' gibi çizgi romanlar daha büyük bir etki yaratarak bu resimler Amerikan halkı tarafından ilgi çekti ve gazetelerden daha fazla ünlü olmuştur. Gazete sahipleri bu başarıdan dolayı rahatsız olmuşlardı hatta mahkemeye gitmeyi gönüllülerdir. Japonlar komik tarzdan etkilenerek,doğu kültürel sahillerinde yaşayan birkaç insan tarafından kendinelerine özgü çizgi roman ve karikatürler oluşturmaya başladılar bunlardan biri de Ippei Okamotoydu ve Pulitzer'ın gazetesindeki işten etkilenerek kendi karikatürünü ve çizgi romanını oluşturmaya başlamıştır. Dış etkilerle başlayan birçok şey gibi Okamoto'nun ve diğerlerinin çalışmaları da batıdaki gibiydi. Tek fark okuma şekli oldu. Manga sağdan sola doğru okunurken batıdaki çizgi romanlar soldan sağa doğru okunuyordu. Savaş zamanında Japon çizgi romanları ve karikatürleri birçok maksada hizmet etmiştir. Şakayı ve komediyi kullanarak batı çizgi romanlarında olduğu gibi propaganda amacı olarak kullanıldı. Karikatürlerdeki hicivler sayesinde ülke ve askerlerin yararlarına kullanıldı. Müttefiklerin ezici galibiyeti ile savaşın kaybedilmesinden sonra birçok Japon karikatürist galipler tarafından sansürlendi ve bu durumla beraber Japon mangasında gelişim durdu. Saha sonra Osamu Tezuka ile beraber ilk modern mangaya şekil verildi. Onunla beraber manga ve anime sanayisi başlayacaktı. Bugün bile Japon kültüründe önemli bir yeri vardır
- manganın doğuşu
- manganın gelişimi
- (2 etiket daha)
Konudaki etiketler: